Haşere Kontrolü Nedir ?
Haşere kontrolü biyolojik çevre faktöründen kaynaklanan vektörleri tamamen yok ederek veya makul bir seviyede tutarak sağlıklı ve güvenilir ortamda yaşamamızı sağlayan bir olgudur.
*Yürüyen Haşere( Alman Hamamböceği, Doğu Hamamböceği, Amerikan Hamamböceği vs.)
*Kemirgen ( Fare, Sıçan vs. )
*Uçan Haşere ( Karasinek, Sivrisinek, Arı vs. )
*Depolanmış Ürün Zararlıları
Mücadele Yöntemleri
Kimysal Yöntemler
*Yarık Çatlak Tedavisi
*Aralık Tedavisi
*Genel Tedavi
*Spot Tedavisi
*Alan Tedavisi
*Direk Temas Tedavisi
*Yemleme
*Derin Yuva Tedavisi
*Bariyer Tedavisi
*Feromon Tuzak Kullanımı
Kimyasal Olmayan Yöntemler
*Müşteri Eğitimi
*Araştırma- İnceleme
*Sanitasyon
*Habitat Modifikasyonu
*Kapan Kullanımı (sadece kemirgenler için)
*Yapışkanlı İstasyon Kullanımı
*Işıklı Tuzak Kullanımı ( sadece uçan haşereler için)
*Vakumlama Yöntemi
Hamamböceği Biyolojisi
*Blatta Orientalis in ( Doğu Hamamböceği ) taş devrinde yaşadığı fosillerle kanıtlanmıştır.
*Blattoidea takımından 3500 türün varlığı bilinmektedir.
*Büyük bir kısmı tropik bölgelerde bulunurken , kutuplara doğru gidildikçe tür sayısı azalır.
*Nemli , loş ve sıcak yerlerde (fırın , mutfak, çöplük, tuvalet-banyo ) sürüler oluşturarak yaşar ve gelişirler .
*Blatta ( ışıktan kaçan ) isminden de anlaşılacağı üzere ışığı sevmez ve gece aktif olurlar.
*Geceleri açıkta bırakılan yemeklere saldırarak beslenirler ve yiyecekleri kirletirler.
*Renkleri çoğunlukla kahverengiden siyaha doğru gider.
*Bazıları iyi gelişmiş kanatlara sahiptir ( Amerikan hamamböceği, Tütsülü Böceği ).
*Özellikle birçok türün dişisinde başın iki yanında bulunan petek gözler şekil olarak görmeyip, sadece ışık şiddetini ayarlamaya yarar.
Alman Hamamböceği( Blatta Germanica )
*Dünya’da en yaygın olarak bulunan hamamböceğidir
*Soluk sarı-kahverengidir .
*Boyu 1,5 cm kadardır.
*Yumurta kapsülünden ortalama 30-50 adet yavru çıkar .
*Bir çift Alman Hamamböceği yılda 38000 yavru verir .
*Vücut sıcaklığını koruyabilmek için vücutlarının hem ön hem de arka yüzünü bir yüzeye değebileceği yarık ve çatlaklar içinde yaşarlar .
*Zamanlarının 3/4 ini bu yarık ve çatlaklarda 1/4 ini de gıda aramak için geçirirler.
*Elektrikli cihazlarda kısa devrelere neden olurlar.
*Çevresindeki değişikliklere süratle uyum sağlarlar.
*İlaçlanan yerleri hissederler ve ilaçlanmamış alanlara yerleşirler.
*Yiyecekleri arasında kitap dergi kağıt kutular,kağıt para,pul,duvar kağıdı, tablo gibi benzeri şeyler hububatlı yiyecekler, şekerli maddeler, et ürünleri, peynir, bira , deri ürünleri, saç, leş , bozulmaya yüz tutmuş organik yiyecekler ve ölü hamamböceklerinin deri döküntüleri.
*Bir yağ damlası 50 hamamböceğinin bir ay beslenmesi için yeterlidir. Sırf su ile bir ay yaşarlar.
Amerikan Hamamböceği ( Periplanata Americana )
*3,5-4 cm boyutunda kırmızımsı kahverengidir
*Kuzey bölgelerdekiler uçamayıp sadece süzülürken , Güneydekiler ışıkların etrafında kısa mesafe uçabilmektedirler.
*Sıcak bölgelerde dış alanlarda yaşarlar
*Kitapların cilt kısımlarını , kağıtları, elbiseleri ( insan ter kokusu ve deri döküntüleri nedeni ile) parlak kağıtları (nişasta içerdiği için) , mayalı ürünler (bira)
*Ergin olanlar 2-3 ay aç kalabilir fakat susuzluğa 1 ay dayanabilirler.
*Yiyecek ve içecek aramak için yuvalarından 7-30 metre ayrılabilirler.
*Dişi bir kere döllenip ömrü boyunca yumurtlayabilir.
*Yumurta kapsülü ortalama 12 yumurta içerir.
Doğu Hamamböceği ( Blatta Orientalis )
*2,5 cm boyundadır .
*Koyu kahve renginden siyaha kadar değişen renktedir.
*Halk arasında karafatma veya karaböcek olarak isimlendirilmektedir.
*29 oC altındaki ( 20-29 C ) sıcaklıkları severler .
*Ergin olanlar aç 1 ay, susuz 15 gün yaşayabilirler.
*Yumurta kapsülünde ortalama 12 yumurta bulunur .
Yürüyen Haşerelerin Zararları (Hamamböcekleri)
*Hamamböcekleri her türlü besini tüketirler ( insan dışkısı dahil. )
*Zararlı mikroorganizmaları ayaklarında ve bağırsaklarında uzun süre taşırlar , yayılımına sebep olurlar .
*Hastalığın bulaşmasına neden olurlar ( Tüberküloz, Tifo, Cüzam, Kolera, Veba, Çocuk Felçi, Dizanteri, bazı alerjik semptomlar ve gıda zehirlenmeleri. )
Hamamböceği Kontrol ve Mücadelesi
Her şeyden önce haşerelerle savaşım bir toplum sorunudur , entegre mücadele yapılması gerekir. Hamamböceği kontrolünde 3 ana yöntem vardır.
1. Mekanik Mücadele
*Mücadelede öncelik üreme ve beslenme yerlerinin ortadan kaldırılmasıdır.
*Kalorifer ve su borularının geçtiği noktalardaki en küçük deliklerin dahi kapanması.
*Açıkta gıda maddesi bırakmamak ve küçük kırıntıları temizlemek.
*Çöp kovalarını muntazam dökmek. Bodrum katta süprüntü, taş, çöğ yığını bırakmamak.
*Lavabo deliklerini ve lavabo altındaki mazgalları hamamböceklerinin çıkamayacağı bir aralıkla kapatmak .
*Kütüphanedeki kitapları sık sık temizlemek .
*Yıkanabilir eşyaları kaynar su ile temizlemek.
*İşletmeye girecek kolilerin denetlenmesi.
2. Kimyasal Mücadele
*İnsektisitler insan sağlığı için zararlıdır.
*Akut ( ani zehirlenme ) ve kronik ( zaman içinde vücuda birikir ) etki gösterir.
*Yanlış ve sürekli aynı insektisitin kullanılmasında ; insektisitlere dirençli populasyonlar ortaya çıkar .
*Hamamböceği ile mücadele KAPALI ALAN mücadelesidir ( bu mücadele zor ve sınırlayıcıdır).
*Kapalı alanlarda mekanik mücadele yeterli değil ise , gerekli tedbirler alınarak kimyasal mücadele yapılmalıdır.
*Kullanılan yöntemler ULV , pülverizatör, termal fog, jel uygulamalarıdır.
*Konut dışındaki gıda işletmelerinde uygulamaların düzenli yapılması gerekmektedir.
*Yapılan ilk ilaçlama ergin hamamböcekleri içindir. Yumurtadan çıkacak yavrular için 2. bir uygulama yapılması gerekir.
*2. uygulamadan sonra etkinlik kontrolü yapılmalıdır.
*Kimyasal mücadele yetki belgeli firmalar tarafından yapılması gereken bir mücadele yöntemidir.
3. Biyolojik Mücadele
*Protozoa, Nematod, Insecta, Arachnida ve bakteri türlerinin hamamböceği yumurtalarını tahrip ettikleri saptanmıştır.
Depolanmış Ürün Zararlıları
Üç gruba ayrılırlar
1. İçerden Beslenenler; Larva tanenin içinde beslenir ve gelişir
2. Dıştan Beslenenler; Larva taneyi dıştan yiyerek beslenir ve gelişir.
3. Leşçiler; Diğer depo haşereleri tarafından zarar verilmiş taneler ve işlenmiş ürünlerle beslenir.
Sigara ve Ekmek Böceği
*Uçabilirler.Akşam üzeri aktiftirler.
*Demir hariç her şeyi yiyebilirler.
*3 haftada 30 yumurta yapar. Yumurtalardan 6-10 gün içinde larva çıkar.
*Ergin 23-28 gün yaşar .
Testere Dişli Böcek
*Uçamaz.
*Kuru meyve, makarna, şeker , kuru et, ilaç, çikolata, tütün, kepek, yulaf, pirinç ve cevizde bulunur.
*Her türlü paketi delip içine girer.
*Ergin 3 yıl yaşar.
Un Bitleri
*Uçabilir. Güney kesimlerde daha çoktur .
*Un dışında bezelye , fasülye, fındık, ceviz , kuru meyve, baharat, sütlü çikolata, herbarium ve müze örneklerinde de bulunur.
*5-6 ay yumurtlar.
*Ergin 3 yıl ve daha fazla yaşar.
*Makinelerin motor kısımlarında, elektrik panolarında da bulunur.
*İşletmelerde belirli bölgelerde biriken unlar nem ile birlikte sıkışarak un biti için yaşam alanı haline gelmektedir, o bölgelere insektisit etki etmemektedir.Bu noktaların temizlenmesi , kazınması veya fümigasyon yapılması gerekmektedir.
*Un biti için mücadelede fümigasyon yapılamıyor ise insektisit uygulamaları düzenli yapılmalıdır.
Kırma Biti
*Uçamaz . Kuzey kesimlerde daha yaygındır.
*8 ay yumurtlar.
*Ergin 3 yıl veya daha fazla yaşar.
Un Güvesi
*Un ,fındık ceviz, çikolata, tohum , fasülye, bisküvi, kuru meyve başlıca yiyecekleridir.
*Larvalar ağ oluştururlar ve bu ağlar makineleri tıkar.
*Besin ne kadar fazla ise o kadar hızlı yumurta bırakırlar.
Pirinç Biti
*Uçabilir. Sıcak iklimleri sever.
*Tüm yıl boyunca yumurtlar ama daha çok sıcak mevsimlerde yumurtlar .
Kemirgen Zararlıları
*Fareler 1 yılda Dünya yiyecek stoğunun 1/5 i yiyerek veya dışkılarını bırakarak kullanılmaz hale getirirler.
*Günlük aktivitelerinin %2 sini insan yapımı maddeleri kemirerek geçirirler.
*Kablo kemirmeleri sonucu, kopmalara , yangınlara , makinelerin durmasına ve üretim kayıplarına sebep olurlar.
*Hastalık etmenlerinin mikroplarını taşırlar( ısırarak, kontaminasyonla, dışkılarıylavb.)
*Bulaştırdıkları hastalıklardan bazıları ;veba, tifüs, rickettsial hastalığı, weil hastalığı, humma, gıda zehirlenmesi, kuduz, hanta )
*Bir fare günde 40 ile 100 arası idrar damlası salgılar. Bu durum malzemelerimize, mobilyalarımıza , ulaşım araçlarımıza zarar verir.
*Populasyonun yoğun olduğu noktalarda insanları ısırdıkları görülmüştür.
*Sıçanlar ısırdıkları yerde cm2 ye 500 kg baskı uygular ve saniyede 6 kez ısırabilirler.
*Sıçanlar ahşap binaları , alüminyum kaplamaları, asfaltı , bakırı kemirebilirler.
Su ihtiyacını gidermek için su tesisatını kemirebilirler.
*Elektrik ve internet kesilmesine yol açabilirler.
Kemirgen Davranış Biçimleri
*Sıçanlar genellikle, güneş battıktan sonraki ilk bir saat ve şafak doğmadan önce aktif olurlar.
*Sıçanların faal olduğu saatler yaşadığı ortamın durumuna göre değişebilir.
*Gece daha aktif olmalarının nedeni düşmanlarının gece daha az görülmeleridir.
*Norveç sıçanı ağaçsız alanlarda yaşamaya alışkın olduğu için yerdeki oyuklarda yuva yapar.
*Oyukların yüzeyden uzaklığı çok nadir olarak 45 cm in üzerine çıkar.
*Su baskınlarına karşı yaşam alanlarını korumak için; yuvalarını “S” sisteminde yaparlar.
*Yuvanın aktif olup olmadığını anlamak için yapılacak en iyi şey oyuğun çökmesini sağlamak ve ertesi gün tekrar kontrol etmektir.
*Genelde tünelin içinde yüzeye bağlanmış olan bir kaçış deliği ( ot, taş ve ahşap altında) vardır ve sıçan acil durumlarda bu delikten kaçar.
*Uzun süre kullanılmayan alanlarda rahatlıkla yuvalanabilirler.
*Sıçanlar çok obur hayvanlardır, fırsatçılardır. Karşılarına çıkan birçok çeşit yiyeceği yerler.
Yiyecek artıkları ve çöplerin çok olması dolayısıyla sıçanlar şehirlerde çok iyi beslenirler.
*Sıçanlar besinleri ön ayaklarıyla tutarak yer ve daha sonra yalayarak ağız ve ön ayaklarını temizlerler.
*Sıçanların dışkılarının rengi yiyecek kaynaklarını tahmin etmekte kullanılabilir.
*Su bulamadıklarında otların üzerindeki çiğ damlalarını emerler, sızıntı yapan yerlerdeki suyu hatta insan idrarını dahi içerler.
*Kemirgenler aileler halinde yaşarlar
*Norveç sıçanı yuva olarak yeraltında hazırladığı oyukları kullanır.
*Çatı sıçanı daha çok yüksek yerleri , ağaç dallarını ve çatlakları tercih eder.
*Sıçanlar genelde ürkek ve yeni şeylere karşı korkak olurlar.
*Bir yerde ihtiyaç duydukları yiyecek maddesini bulmaları halinde tüm ihtiyaçlarını aynı yerden karşılayabilirler.
*Fareler daha çok besi kaynaklarına en yakın ve korunaklı yerlere yuvalarını yaparlar.
*Fareler sıçanlardan farklı olarak çok meraklı hayvanlardır.
*Beslenme alışkanlıkları biraz orda biraz burada yemek şeklinde olup bir noktadan beslenmezler.
*Fareler su olmadan da yaşayabilirler. Su ihtiyaçlarını besinlerden karşılarlar.
*Kemirgenler daha çok gece faaliyet gösterirler.
*Bu durumda beslenme ve su kaynaklarından güçlüler daha önce yararlanır.
*Gece diğer bireyler yüzünden beslenemeyen fare ve sıçanlar gündüz gezinmeye başlar.
*Gündüz vakti ortamda fare veya sıçan görülmesi bölgedeki kemirgen populasyonunun ciddi bir şekilde artmış olduğunu gösterir.
*Fare ve sıçanların görme yetenekleri oldukça zayıftır. Yollarını bulabilmek için bir yere sürtünme ( duvar dibi vb. ) ihtiyacı duyarlar.
*Görme yetenekleri zayıf olan fare ve sıçanların diğer duyu organları ( dokunma, koku ) fazla gelişmiştir.
*Kürkleri ve tüylerinin ucundaki sinirler dokunmadaki yardımcılarıdır.
*Kemirgenler yaşadıkları ortama kendilerine ait işaret ( genelde dışkı, vücut yağı vb. ) bırakırlar .
*Bırakılan işaretler aile bireylerinin birbirlerini tanımasını sağlar.
*Aynı aileye ait bireyler aynı yolları kullanarak bir iz meydana getiriler.
*Kemirgenlerin yuvaları bozulduğunda çok heyecanlanırlar 15-30 dk içinde kendilerine yeni bir ev yeri seçerler.
*Fareler 15 metre ilerideki nesneyi algılayabilmelerine rağmen birkaç adım ötesini göremezler.
*Kemirgenlerin tat olma duyuları da iyi gelişmiştir. Bu yiyeceğin tüketilme durumunu belirler.
*Kemirgenler tüketecekleri besinlerin üzerindeki en ufak kimyasal veya dışkıyı ( sürüngenler, salyangoz vb) fark eder ve tüketmezler.
*Fareler çok iyi tırmanıcıdırlar ve her türlü tırtıklı yüzeye göre kendilerini ayarlayabilirler.
*Fareler yol olarak en çok boru kablo ve ipleri kullanırlar.
*Fareler 2,5 metre yükseklikten hiçbir zarar almadan atlayabilirler.
*Fareler barınaklarında oldukçaları sürece -10 dereceye kadar hayatta kalabilir ve gelişimlerini sürdürebilirler.
*Soğuk bölgelerde ki fareler daha uzun ve kalın tüylere sahiptir.
*Çatı sıçanları açık havada elle bile yakalanabilirler.
*Çatı sıçanları tanıdığı yerlerde çok hızlı hareket ederler.
*Çatı sıçanları ortam güvenli değilse güvenli bir yer bulana dek kaçarlar.
*Norveç ve çatı sıçanı ; yarı çevresini sarabildikleri tüm yuvarlak cisimlere , pürüzlü yüzeylere, kablolara , iplere rahatlıkla tırmanabilirler.
*Sıçanlar yüksek mesafeden yara almadan atlayabilirler.
*Çatı sıçanı düz tırmanış yerine dolambaçlı tırmanışları tercih eder .
Kemirgen Kontrol ve Mücadelesi
1. Mekanik Mücadele
*Binaların yapısal özelliklerinin geliştirilmesi.
*Sıçanlar çoğu zaman binaların temellerinin altlarını oyarlar. Buradan girişlerini engellemek için temel etrafına perde duvar , metal bariyer yapılabilir.
*Ahşap kapıların kemirilmeye karşı saçla kaplanması.
*Havalandırma ızgaraları, mazgallar ağ şeklinde sac ( 1*1 cm göz aralık ) ile kaplanmalıdır.
*Duvarlarda ki delikler özellikle zeminle eşiğin birleştiği noktalar ağ sac ile kaplanmalıdır.
*Kabloların ve boruların binaya girdiği noktalar betonla veya sac ile kapatılmalıdır.
*Binalara dikey olarak uzanan boru ve kabloların etrafı sac ile kaplanarak sıçanların tırmanması önlenebilir.
*Binalara yaklaşan ve çatılara değen dalların budanması
*Tuvalet banyo ve mutfakta giderlerin ağızları çelik telle (1*1 cm göz aralıklı ) kapatılmalı .
2. Kimyasal Mücadele
*Fare zehiri kemirgenlerin ölmesini sağlar.
*Zehirler antikoagulant olanlar ve antikoagulant olmayan şeklinde 2 ye ayrılır
*Antikoagulantlar ; kemirgenle mücadelenin % 90 nı nı kapsar
*Bu zehirler hayvanın vücudundaki kılcal damarları ve kanın pıhtılaşmasını yok ederek iç kanama yolu ile öldürür.
*Antikoagulant’lar da kendi aralarında 1.Nesil ve 2. Nesil olarak 2 ye ayrılır.
*1.Nesil Antikoagulant’lar (warfarin, pival, diphacinone ) çok dozlu olarak bilinirler.
*Kemirgenin bu zehirden ölmesi için birkaç gün boyunca yeteri kadar dozda zehiri tüketmesi gerekir.
*Kimyasal mücadele yetki belgeli firmalar tarafından yapılması gereken bir mücadele yöntemidir.
3. Biyolojik Mücadele
*Baykuşlar sıçan yok ediciler arasında en faydalı olanıdır.
*Gelincikler (özellikle doğu bölgesinde kullanılıyor ).
*Kedi köpek
Uçan Haşere Zararları
*Çürüyen bozulan organik maddelerle beslenip,buralarda ürediklerinden hatalık yapıcı mikroorganizmaları taşırlar.
*Bazı hastalıkları bulaştırırlar (sıtma, sarı ateş, uyku hastalığı, fil hastalığı, tifo vs.)
*Kusma ve dışkıları ile bazı besinleri kontamine ederler .
*Kültür bitkileri zarar verdiklerinden dolayı ekonomik kayıplar neden olurlar .
*Çok sayıda öldürücü ve salgın hastalığın etkenini taşımaları nedeniyle kan emici vektör
*Sivrisinekler soktuğu konukçunun dokuya akıtılan salgısı sinir uçlarını uyararak şiddetli lokal yanma duyulmasına neden olur. Sonucunda sokulan yerde kaşıntılı şişlik ve kızarıklık oluşur ve 24 saat sürer.
Uçan Haşerelerin Biyolojisi
*Yaşamlarında 4 evre (yumurta-larva-pupa-ergin) vardır.
*Karasinekler yumurtalarını organik atıklar üzerine, sivri sinekler suya bırakırlar.
*Karasinek dişileri yılda 10 döl verirler, sivrisineklerde dişiler kan emmeden yumurta bırakamazlar.
*Sinekler bir seferde 75-150 yumurta bırakırlar.
*Karasinekler hayatı boyunca 2400 yumurta yaparlar .
*Karasineklerin gelişimi 7-45 gün sürer.
*Sıcak havalarda karasineklerin larvaları 12 saatte oluşur. 4-7 günde larva , serin kuru ve korunmalı yerlerde pupa olur.
*Birkaç gün içinde pupadan ergin karasinek çıkar.
*Teorik olarak bir karasinek yılda 250 milyar karasinek oluşturur.
*Karasineklerin ;yalayıcı emici ağız tipi vardır. Sıvı ile beslenirler . Katı besinlerin üzerine kusarak sıvı hale getirirler.
*Karasinekler gübre ve çürüyen bitki yığınlarında beslenip ürerler.
*Sivrisinekler güneşin batmasından ve doğmasından bir saat öncesiyle ve bir saat sonrası arasında en aktiftirler.
*Karasineklerin görme duyusu koku duyusuna göre daha iyi gelişmiştir.
*Karasinekler saniyede 190 kez kanat çırparlar . Hızları saatte 8 km kadar ulaşır .
*Karasinekler ;değişik çevre koşullarına kolaylıkla uyum sağlayabilmesi büyük bir üreme gücüne sahiptirler.
*Karasinekler çok iyi bir uçma yeteneğine sahip olduğundan da geniş bir yayılma alanı gösterirler.
*Karasinekler yumurtalarını genellikle kümeler halinde çatlak ve oyuklara bırakmaktadır.
*Ortamdaki nem ve pH düzeyi karasineklerin yumurtadan çıkış sürelerini etkiler. 13 derecenin altında gelişim olmaz.
*Sivrisineklerin erkekleri bitki özsuları ile ( çiçek , yaprak , bitki dokusu özsuyu veya üzüm gibi dulu meyveler) beslenirler, dişi sivrisinekler ise kan emerek ( insan , hayvan, sürüngen ) beslenirler.
*Dişi sivrisineğin hortumu çok ince olduğundan konağın derisine kolayca sokulur, emilecek kanın pıhtılaşmasını önlemek için salgı bezlerinden açılan yaraya salgı aktarırlar.
*Sivrisinek larvaları su yüzeyinde oksijen alarak suyun içinde ise arka uçlarındaki solungaçlarla ve vücut örtüleriyle solunum yaparlar.
*Kışın suyun içinde kalan sivrisinek larvaları, kış dönemini su içi solunum yaparak geçirirler.
*Sivrisinekler temizden kirliye doğru irili ufaklı her türlü su ortamında ( tuzlu su hariç) rahatça ürer ve gelişirler.
*Sivrisinekler ikindi sonu , güneş batarken akşama dönüş saatlerinde döllenirler.
*Sivrisinekler yumurtalar olgunlaşınca güneş doğmadan hemen önce ve doğarken yumurtalarını suyun yüzeyine bırakırlar.
*Pupadan çıkan ergin sivrisinek 10-12 saat sonra döllenir ve hemen kan emme gereksinimi duyar.
*Sivrisineklerin tüm türlerinde kan emmeden yumurtlama gerçekleşmez. Kana doymadan konaktan ayrılmazlar.
*Sivrisineklerde bazı türler bir kez bazı türler 2-3 kez yumurtladıktan sonra ölürler.
*Ortam hava şartlarına ve kan emmelerine bağlı olarak ömürleri 1-6 ay arasında değişmektedir. Yurdumuzda bu süre 1-2 aydır.
*Sivrisinekler kışı hibernasyon (kış uyuşukluğu ) ile geçirirler.
*Sıcak aylarda emilen kan 1-2 günde sindirilir.
Uçan Haşere Mücadelesi
1. Mekanik Mücadele
*Çalışma alanları temiz ve düzenli tutulmalı .
*Çöp odaları mutfaktan uzak bir yere inşa edilmeli ve düzenli olarak temizlenip ilaçlanmalı.
*Besinle ilgili alanları cam ve kapılarına sinek teli takılmalı , kapılarda otomatik kapanma sistemleri olmalı.
*Çöplerin her zaman üstü kapalı tutulmalı.
*Işıklı tuzaklar kullanılmalı (EFK , IFT , Sinek Tuzakları )
*Sinekler hava akımına karşı uçamadıkları için kapılardan dışarı doğru hava akımı sağlayan bir sistem kurulmalı .
*Organik atıkların mekanik olarak yok edilmesi karasineklerin kesinlikle üremesini önleyecektir.
*Sivrisinekler yumurtalarını durgun sulara bıraktıklarından dolayı su birikintilerinin kontrol altında tutulması üremelerini önler.
2. Kimyasal Mücadele
*Sivrisinek larva mücadelesinde spesifik insektisitler tercih edilmelidir (ani etkili insektisitler , kimyasal larvasitler, biyolojik larvasitler vs. ).
*Sivrisinekler kuytu, karanlık noktalarda gündüz dinlenmeye çekildiklerinden dolayı bu alanlara kalıcı insektisit uygulanabilir.
*Kullanılan insektisitlerin uygulama dozuna çok iyi uyulması gerekir. Yanlış kullanım sineklerde direnç gelişimini artırır.
*Aynı sezon içinde hem larvaya hem erginlere farklı insektisitler uygulanmalıdır.
*Karasinek için organik atıklara insektisit uygulanabilir. Sadece yüzeye atılması dipteki larvaları etkileyebilir.
*Karasinek mücadelesinde belirli alanlara kalıcı uygulamalar yapılabilir.
*Kimyasal mücadele yetki belgeli firmalar tarafından yapılması gereken bir mücadele yöntemidir.
3. Biyolojik Mücadele
*Karasinek kontrolünde kuşlar, örümcekler ,parazit arılar, bakteriler funguslar vb. biyolojik savaşımda kullanılırlar.
*Sivrisineklerin larva dönemindeki düşmanları ; taş sinekleri , balıklar, su bakireleri ve ergin dönemlerinde ki düşmanları ;kuş, kurbağa, kertenkeledir.