UZMAN ÇEVRE SAĞLIĞI MÜŞTERİ GİRİŞİ

Haşere Kontrolü

Haşere Kontrolü Nedir ?

Haşere kontrolü biyolojik çevre faktöründen kaynaklanan vektörleri tamamen yok ederek veya makul bir seviyede tutarak sağlıklı ve güvenilir ortamda yaşamamızı sağlayan bir olgudur.

*Yürüyen Haşere( Alman Hamamböceği, Doğu Hamamböceği,  Amerikan Hamamböceği vs.)

*Kemirgen ( Fare, Sıçan vs. )

*Uçan Haşere ( Karasinek, Sivrisinek, Arı vs. )

*Depolanmış Ürün Zararlıları

 

Mücadele Yöntemleri

Kimysal Yöntemler

 

*Yarık Çatlak Tedavisi

*Aralık Tedavisi

*Genel Tedavi

*Spot Tedavisi

*Alan Tedavisi

*Direk Temas Tedavisi

*Yemleme

*Derin Yuva Tedavisi

*Bariyer Tedavisi

*Feromon Tuzak Kullanımı

Kimyasal Olmayan Yöntemler

*Müşteri Eğitimi

*Araştırma- İnceleme

*Sanitasyon

*Habitat Modifikasyonu

*Kapan Kullanımı (sadece kemirgenler için)

*Yapışkanlı İstasyon Kullanımı

*Işıklı Tuzak Kullanımı ( sadece uçan haşereler için)

*Vakumlama Yöntemi

Hamamböceği Biyolojisi

 

*Blatta Orientalis in ( Doğu Hamamböceği ) taş devrinde yaşadığı fosillerle kanıtlanmıştır.

*Blattoidea takımından 3500 türün varlığı bilinmektedir.

*Büyük bir kısmı tropik bölgelerde bulunurken , kutuplara doğru gidildikçe tür sayısı azalır.

*Nemli , loş ve sıcak yerlerde (fırın , mutfak, çöplük, tuvalet-banyo ) sürüler oluşturarak  yaşar ve gelişirler .

*Blatta ( ışıktan kaçan ) isminden de anlaşılacağı üzere ışığı sevmez ve gece aktif olurlar.

*Geceleri açıkta bırakılan yemeklere saldırarak beslenirler ve yiyecekleri kirletirler.

*Renkleri çoğunlukla kahverengiden siyaha doğru gider.

*Bazıları iyi gelişmiş kanatlara sahiptir ( Amerikan hamamböceği, Tütsülü Böceği ).

*Özellikle  birçok türün dişisinde başın iki yanında bulunan petek gözler şekil olarak görmeyip, sadece ışık şiddetini ayarlamaya yarar.

Alman Hamamböceği( Blatta Germanica )

 

*Dünya’da en yaygın olarak  bulunan hamamböceğidir

*Soluk sarı-kahverengidir .

*Boyu 1,5 cm kadardır.

*Yumurta kapsülünden ortalama 30-50 adet yavru çıkar .

*Bir çift Alman Hamamböceği yılda 38000 yavru verir .

*Vücut sıcaklığını koruyabilmek için vücutlarının hem ön hem de arka yüzünü bir yüzeye değebileceği yarık ve çatlaklar içinde yaşarlar .

*Zamanlarının 3/4 ini bu yarık ve çatlaklarda  1/4 ini de gıda  aramak için geçirirler.

*Elektrikli cihazlarda kısa devrelere neden olurlar.

*Çevresindeki değişikliklere süratle uyum sağlarlar.

*İlaçlanan yerleri hissederler ve ilaçlanmamış alanlara yerleşirler.

*Yiyecekleri arasında kitap dergi kağıt kutular,kağıt para,pul,duvar kağıdı, tablo gibi benzeri şeyler hububatlı yiyecekler, şekerli maddeler, et ürünleri, peynir, bira , deri ürünleri, saç, leş , bozulmaya yüz tutmuş organik yiyecekler ve ölü hamamböceklerinin deri döküntüleri.

*Bir yağ damlası 50 hamamböceğinin bir ay beslenmesi için yeterlidir. Sırf su ile bir ay yaşarlar.

Amerikan Hamamböceği ( Periplanata Americana )

*3,5-4 cm boyutunda kırmızımsı kahverengidir

*Kuzey bölgelerdekiler  uçamayıp sadece süzülürken , Güneydekiler ışıkların etrafında kısa mesafe uçabilmektedirler.

*Sıcak bölgelerde dış alanlarda yaşarlar

*Kitapların cilt kısımlarını , kağıtları, elbiseleri ( insan ter kokusu ve deri döküntüleri nedeni ile) parlak kağıtları (nişasta içerdiği için) , mayalı ürünler (bira)

*Ergin olanlar 2-3 ay aç kalabilir fakat susuzluğa 1 ay dayanabilirler.

*Yiyecek ve içecek aramak için yuvalarından 7-30 metre ayrılabilirler.

*Dişi bir kere döllenip ömrü boyunca yumurtlayabilir.

*Yumurta kapsülü ortalama 12 yumurta içerir.

Doğu Hamamböceği ( Blatta Orientalis )

 

*2,5 cm boyundadır .

*Koyu kahve renginden siyaha kadar değişen renktedir.

*Halk arasında karafatma veya karaböcek olarak isimlendirilmektedir.

*29 oC altındaki ( 20-29 C ) sıcaklıkları severler .

*Ergin olanlar aç 1 ay, susuz 15 gün yaşayabilirler.

*Yumurta kapsülünde ortalama 12 yumurta bulunur .

 

Yürüyen Haşerelerin Zararları (Hamamböcekleri)

*Hamamböcekleri  her türlü besini tüketirler  ( insan dışkısı dahil. )

*Zararlı mikroorganizmaları ayaklarında ve bağırsaklarında uzun süre taşırlar , yayılımına sebep olurlar .

*Hastalığın bulaşmasına neden olurlar ( Tüberküloz, Tifo, Cüzam, Kolera, Veba, Çocuk Felçi, Dizanteri,  bazı alerjik semptomlar  ve gıda zehirlenmeleri. )

Hamamböceği Kontrol ve Mücadelesi

 

Her şeyden önce haşerelerle savaşım bir toplum sorunudur , entegre mücadele yapılması gerekir. Hamamböceği  kontrolünde 3 ana yöntem vardır.

  1. Mekanik Mücadele
  2. Kimyasal Mücadele
  3. Biyolojik Mücadele

1. Mekanik Mücadele

 

*Mücadelede öncelik üreme  ve beslenme yerlerinin ortadan kaldırılmasıdır.

*Kalorifer ve su borularının geçtiği noktalardaki en küçük deliklerin dahi kapanması.

*Açıkta gıda maddesi bırakmamak ve küçük kırıntıları temizlemek.

*Çöp kovalarını muntazam dökmek. Bodrum katta süprüntü, taş, çöğ  yığını bırakmamak.

*Lavabo deliklerini ve lavabo altındaki mazgalları hamamböceklerinin çıkamayacağı bir aralıkla kapatmak .

*Kütüphanedeki kitapları sık sık  temizlemek .

*Yıkanabilir eşyaları kaynar su ile temizlemek.

*İşletmeye girecek kolilerin denetlenmesi.

2. Kimyasal Mücadele

*İnsektisitler insan sağlığı için zararlıdır.

*Akut  ( ani zehirlenme ) ve kronik  ( zaman içinde vücuda birikir )  etki gösterir.

*Yanlış  ve sürekli aynı insektisitin kullanılmasında ; insektisitlere dirençli populasyonlar ortaya çıkar .

*Hamamböceği ile mücadele KAPALI ALAN mücadelesidir ( bu mücadele zor ve sınırlayıcıdır).

*Kapalı alanlarda mekanik mücadele yeterli değil ise , gerekli tedbirler alınarak kimyasal mücadele yapılmalıdır.

*Kullanılan yöntemler ULV , pülverizatör, termal fog, jel uygulamalarıdır.

*Konut dışındaki gıda işletmelerinde uygulamaların düzenli yapılması gerekmektedir.

*Yapılan ilk ilaçlama ergin hamamböcekleri içindir. Yumurtadan çıkacak yavrular için 2. bir uygulama yapılması gerekir.

*2. uygulamadan sonra etkinlik kontrolü yapılmalıdır. 

*Kimyasal mücadele yetki belgeli firmalar tarafından yapılması gereken bir mücadele yöntemidir.

 3. Biyolojik Mücadele

*Protozoa, Nematod, Insecta, Arachnida ve bakteri türlerinin hamamböceği  yumurtalarını tahrip ettikleri saptanmıştır.

Depolanmış Ürün Zararlıları

Üç gruba ayrılırlar
1. İçerden Beslenenler; Larva tanenin içinde beslenir ve gelişir 
2. Dıştan Beslenenler; Larva taneyi dıştan yiyerek beslenir ve gelişir.
3. Leşçiler; Diğer depo haşereleri tarafından zarar verilmiş taneler ve işlenmiş ürünlerle beslenir.

Sigara ve Ekmek Böceği

 

*Uçabilirler.Akşam üzeri aktiftirler.

*Demir hariç her şeyi yiyebilirler.

*3 haftada 30 yumurta yapar. Yumurtalardan 6-10 gün içinde larva çıkar.

*Ergin 23-28 gün yaşar .

Testere Dişli Böcek

*Uçamaz.

*Kuru meyve, makarna, şeker , kuru et, ilaç, çikolata, tütün, kepek, yulaf, pirinç ve cevizde bulunur.

*Her türlü paketi delip içine girer.

*Ergin 3 yıl yaşar.

Un Bitleri

*Uçabilir. Güney kesimlerde daha çoktur .

*Un dışında bezelye , fasülye, fındık, ceviz , kuru meyve, baharat, sütlü çikolata, herbarium ve müze örneklerinde de bulunur.

*5-6 ay yumurtlar.

*Ergin 3 yıl ve daha fazla yaşar.

*Makinelerin motor kısımlarında, elektrik panolarında da bulunur.

*İşletmelerde belirli bölgelerde biriken unlar nem ile birlikte sıkışarak un biti için yaşam alanı haline gelmektedir, o bölgelere insektisit etki etmemektedir.Bu noktaların temizlenmesi , kazınması veya fümigasyon yapılması gerekmektedir.

*Un biti için mücadelede fümigasyon yapılamıyor ise insektisit uygulamaları düzenli yapılmalıdır.

Kırma Biti

*Uçamaz . Kuzey kesimlerde daha yaygındır.

*8 ay yumurtlar.

*Ergin 3 yıl veya daha fazla yaşar.

Un Güvesi

*Un ,fındık ceviz, çikolata, tohum , fasülye, bisküvi, kuru meyve başlıca yiyecekleridir.

*Larvalar ağ oluştururlar ve bu ağlar makineleri tıkar.

*Besin ne kadar fazla ise o kadar hızlı yumurta bırakırlar.

Pirinç Biti

*Uçabilir. Sıcak iklimleri sever.

*Tüm yıl boyunca yumurtlar ama daha çok sıcak mevsimlerde yumurtlar .

 

Kemirgen Zararlıları

*Fareler 1 yılda Dünya yiyecek stoğunun 1/5 i yiyerek veya dışkılarını bırakarak kullanılmaz hale getirirler.

*Günlük aktivitelerinin %2 sini insan yapımı maddeleri kemirerek geçirirler.

*Kablo kemirmeleri sonucu, kopmalara , yangınlara , makinelerin durmasına ve üretim kayıplarına sebep olurlar.

*Hastalık etmenlerinin mikroplarını taşırlar( ısırarak, kontaminasyonla, dışkılarıylavb.)

*Bulaştırdıkları hastalıklardan bazıları ;veba, tifüs, rickettsial hastalığı, weil hastalığı, humma, gıda zehirlenmesi, kuduz, hanta )

*Bir fare günde 40 ile 100 arası idrar damlası salgılar. Bu durum malzemelerimize, mobilyalarımıza , ulaşım araçlarımıza zarar verir.

*Populasyonun yoğun olduğu noktalarda insanları ısırdıkları görülmüştür.

*Sıçanlar ısırdıkları yerde cm2      ye 500 kg baskı uygular ve saniyede 6 kez ısırabilirler.

*Sıçanlar  ahşap binaları , alüminyum kaplamaları, asfaltı , bakırı kemirebilirler.

Su ihtiyacını gidermek için su tesisatını kemirebilirler.

*Elektrik ve internet kesilmesine yol açabilirler.

Kemirgen Davranış Biçimleri

*Sıçanlar genellikle, güneş battıktan sonraki ilk bir saat ve şafak doğmadan önce aktif olurlar.

*Sıçanların faal olduğu saatler yaşadığı ortamın durumuna göre değişebilir.

*Gece daha aktif olmalarının nedeni düşmanlarının gece daha az görülmeleridir.

*Norveç sıçanı ağaçsız alanlarda yaşamaya alışkın olduğu için yerdeki oyuklarda yuva yapar.

*Oyukların yüzeyden uzaklığı çok nadir olarak 45 cm in üzerine çıkar.

*Su baskınlarına karşı yaşam alanlarını korumak için; yuvalarını  “S” sisteminde yaparlar.

*Yuvanın aktif olup olmadığını anlamak için yapılacak en iyi şey oyuğun çökmesini sağlamak ve ertesi gün tekrar kontrol etmektir.

*Genelde tünelin içinde yüzeye bağlanmış olan bir kaçış deliği ( ot, taş ve ahşap altında) vardır ve sıçan acil durumlarda bu delikten kaçar.

*Uzun süre kullanılmayan alanlarda rahatlıkla yuvalanabilirler.

*Sıçanlar çok obur hayvanlardır, fırsatçılardır. Karşılarına çıkan birçok çeşit yiyeceği yerler.

Yiyecek artıkları ve çöplerin çok olması dolayısıyla sıçanlar şehirlerde çok iyi beslenirler.

*Sıçanlar besinleri ön ayaklarıyla tutarak yer ve daha sonra yalayarak ağız ve ön ayaklarını temizlerler.

*Sıçanların dışkılarının rengi yiyecek kaynaklarını tahmin etmekte kullanılabilir.

*Su bulamadıklarında otların üzerindeki çiğ damlalarını emerler, sızıntı yapan yerlerdeki suyu  hatta insan idrarını dahi içerler.

*Kemirgenler aileler halinde yaşarlar

*Norveç sıçanı yuva olarak yeraltında hazırladığı oyukları kullanır.

*Çatı sıçanı daha çok yüksek yerleri , ağaç dallarını ve çatlakları tercih eder.

*Sıçanlar genelde ürkek ve yeni şeylere karşı korkak olurlar.

*Bir yerde ihtiyaç duydukları yiyecek maddesini bulmaları halinde tüm ihtiyaçlarını aynı yerden karşılayabilirler.

*Fareler daha çok besi kaynaklarına en yakın ve korunaklı yerlere yuvalarını yaparlar.

*Fareler sıçanlardan farklı olarak çok meraklı hayvanlardır.

*Beslenme alışkanlıkları biraz orda biraz burada yemek şeklinde olup bir noktadan beslenmezler.

*Fareler su olmadan da yaşayabilirler. Su ihtiyaçlarını besinlerden karşılarlar.

*Kemirgenler  daha çok gece faaliyet gösterirler.

*Bu durumda beslenme  ve su kaynaklarından güçlüler daha önce yararlanır.

*Gece diğer bireyler yüzünden beslenemeyen fare ve sıçanlar gündüz gezinmeye başlar.

*Gündüz vakti ortamda fare veya sıçan görülmesi bölgedeki kemirgen populasyonunun  ciddi bir şekilde artmış olduğunu gösterir.

*Fare ve sıçanların görme yetenekleri oldukça zayıftır. Yollarını bulabilmek için bir yere sürtünme ( duvar dibi  vb. ) ihtiyacı duyarlar.

*Görme yetenekleri zayıf olan fare ve sıçanların diğer duyu organları ( dokunma, koku ) fazla gelişmiştir.

*Kürkleri ve tüylerinin  ucundaki sinirler dokunmadaki  yardımcılarıdır.

*Kemirgenler yaşadıkları ortama kendilerine ait işaret ( genelde dışkı, vücut yağı vb. ) bırakırlar .

*Bırakılan işaretler aile bireylerinin birbirlerini tanımasını sağlar.

*Aynı aileye ait bireyler aynı yolları kullanarak bir iz meydana getiriler.

*Kemirgenlerin yuvaları bozulduğunda çok heyecanlanırlar 15-30 dk içinde kendilerine yeni bir ev yeri seçerler.

*Fareler 15 metre ilerideki nesneyi algılayabilmelerine rağmen birkaç adım ötesini göremezler.

*Kemirgenlerin tat olma  duyuları da iyi gelişmiştir. Bu yiyeceğin tüketilme durumunu belirler.

*Kemirgenler tüketecekleri besinlerin üzerindeki en ufak kimyasal veya dışkıyı ( sürüngenler, salyangoz vb) fark eder ve tüketmezler.

*Fareler çok iyi tırmanıcıdırlar ve her türlü tırtıklı yüzeye göre kendilerini ayarlayabilirler.

*Fareler yol olarak en çok boru kablo ve ipleri kullanırlar.

*Fareler 2,5 metre yükseklikten hiçbir zarar almadan atlayabilirler.

*Fareler barınaklarında oldukçaları sürece -10 dereceye kadar hayatta kalabilir ve gelişimlerini sürdürebilirler.

*Soğuk bölgelerde ki fareler daha uzun ve kalın tüylere sahiptir.

*Çatı sıçanları açık havada elle bile yakalanabilirler.

*Çatı sıçanları tanıdığı yerlerde çok hızlı hareket ederler.

*Çatı sıçanları ortam güvenli değilse güvenli bir yer bulana dek kaçarlar.

*Norveç ve çatı sıçanı ; yarı çevresini sarabildikleri tüm yuvarlak cisimlere , pürüzlü yüzeylere, kablolara , iplere  rahatlıkla tırmanabilirler.

*Sıçanlar yüksek mesafeden yara almadan atlayabilirler.

*Çatı sıçanı düz tırmanış yerine dolambaçlı tırmanışları tercih eder .

Kemirgen Kontrol ve Mücadelesi

  1. Mekanik Mücadele
  2. Kimyasal Mücadele
  3. Biyolojik Mücadele

1. Mekanik Mücadele

*Binaların yapısal özelliklerinin geliştirilmesi.

*Sıçanlar çoğu zaman binaların temellerinin altlarını oyarlar. Buradan girişlerini engellemek için temel etrafına perde duvar , metal bariyer yapılabilir.

*Ahşap kapıların kemirilmeye karşı saçla kaplanması.

*Havalandırma ızgaraları, mazgallar ağ şeklinde sac ( 1*1 cm göz aralık ) ile kaplanmalıdır.

*Duvarlarda ki delikler özellikle zeminle eşiğin birleştiği noktalar ağ sac ile kaplanmalıdır.

*Kabloların ve boruların binaya girdiği noktalar betonla veya sac ile kapatılmalıdır.

*Binalara dikey olarak uzanan boru ve kabloların etrafı sac ile kaplanarak sıçanların tırmanması önlenebilir.

*Binalara yaklaşan ve çatılara değen dalların budanması

*Tuvalet banyo ve mutfakta giderlerin ağızları çelik telle (1*1 cm göz aralıklı ) kapatılmalı .

2. Kimyasal Mücadele

*Fare zehiri kemirgenlerin ölmesini sağlar.

*Zehirler antikoagulant olanlar ve antikoagulant olmayan şeklinde 2 ye ayrılır

*Antikoagulantlar ; kemirgenle mücadelenin % 90 nı nı kapsar

*Bu zehirler hayvanın vücudundaki kılcal damarları ve kanın pıhtılaşmasını yok ederek iç kanama yolu ile öldürür.

*Antikoagulant’lar da kendi aralarında 1.Nesil ve 2. Nesil olarak 2 ye ayrılır.

*1.Nesil Antikoagulant’lar  (warfarin, pival, diphacinone ) çok dozlu olarak bilinirler.

*Kemirgenin bu zehirden ölmesi için birkaç gün boyunca yeteri kadar dozda zehiri tüketmesi gerekir.

*Kimyasal mücadele yetki belgeli firmalar tarafından yapılması gereken bir mücadele yöntemidir.

3. Biyolojik Mücadele

*Baykuşlar sıçan yok ediciler arasında en faydalı olanıdır.

*Gelincikler (özellikle doğu bölgesinde kullanılıyor ).

*Kedi köpek

Uçan Haşere Zararları

*Çürüyen bozulan organik maddelerle beslenip,buralarda ürediklerinden hatalık yapıcı mikroorganizmaları taşırlar.

*Bazı hastalıkları bulaştırırlar (sıtma, sarı ateş, uyku hastalığı, fil hastalığı, tifo vs.)

*Kusma ve dışkıları ile bazı besinleri kontamine ederler .

*Kültür bitkileri zarar verdiklerinden dolayı ekonomik kayıplar neden olurlar .

*Çok sayıda öldürücü ve salgın hastalığın etkenini taşımaları nedeniyle kan emici vektör

*Sivrisinekler soktuğu konukçunun dokuya akıtılan salgısı sinir uçlarını uyararak şiddetli lokal yanma duyulmasına neden olur. Sonucunda sokulan yerde kaşıntılı şişlik ve kızarıklık oluşur ve 24 saat sürer.

Uçan Haşerelerin Biyolojisi

*Yaşamlarında 4 evre (yumurta-larva-pupa-ergin) vardır.

*Karasinekler yumurtalarını organik atıklar üzerine, sivri sinekler suya  bırakırlar.

*Karasinek dişileri yılda 10 döl verirler, sivrisineklerde dişiler kan emmeden yumurta bırakamazlar.

*Sinekler bir seferde 75-150 yumurta bırakırlar.

*Karasinekler hayatı boyunca 2400 yumurta yaparlar .

*Karasineklerin gelişimi 7-45 gün sürer.

*Sıcak havalarda karasineklerin larvaları 12 saatte oluşur. 4-7 günde larva , serin kuru ve korunmalı yerlerde pupa olur.

*Birkaç gün içinde pupadan ergin karasinek  çıkar.

*Teorik olarak bir karasinek yılda 250 milyar karasinek oluşturur.

*Karasineklerin ;yalayıcı emici ağız tipi vardır. Sıvı ile beslenirler . Katı besinlerin üzerine kusarak sıvı hale getirirler.

*Karasinekler gübre ve çürüyen bitki yığınlarında beslenip ürerler.

*Sivrisinekler güneşin batmasından ve doğmasından bir saat öncesiyle ve bir saat sonrası arasında en aktiftirler.

*Karasineklerin görme duyusu koku duyusuna göre daha iyi gelişmiştir.

*Karasinekler saniyede 190 kez kanat çırparlar . Hızları saatte 8 km kadar ulaşır .

*Karasinekler ;değişik çevre koşullarına kolaylıkla uyum sağlayabilmesi büyük bir üreme gücüne sahiptirler.

*Karasinekler çok iyi bir uçma yeteneğine sahip olduğundan da geniş bir yayılma alanı gösterirler.

*Karasinekler yumurtalarını genellikle kümeler halinde çatlak ve oyuklara bırakmaktadır.

*Ortamdaki nem ve pH düzeyi karasineklerin yumurtadan çıkış sürelerini etkiler. 13 derecenin altında gelişim olmaz.

*Sivrisineklerin erkekleri bitki özsuları ile ( çiçek , yaprak , bitki dokusu özsuyu veya üzüm gibi dulu meyveler) beslenirler, dişi sivrisinekler ise kan emerek ( insan , hayvan, sürüngen ) beslenirler.

*Dişi sivrisineğin hortumu çok ince olduğundan konağın derisine kolayca sokulur, emilecek kanın pıhtılaşmasını önlemek için salgı bezlerinden açılan yaraya salgı aktarırlar.

*Sivrisinek larvaları su yüzeyinde oksijen alarak suyun içinde ise arka uçlarındaki solungaçlarla ve vücut örtüleriyle solunum yaparlar.

*Kışın suyun içinde kalan sivrisinek  larvaları, kış dönemini  su içi solunum yaparak geçirirler.

*Sivrisinekler temizden kirliye doğru irili ufaklı her türlü su ortamında ( tuzlu su hariç) rahatça ürer ve gelişirler.

*Sivrisinekler ikindi sonu , güneş batarken akşama dönüş saatlerinde döllenirler.

*Sivrisinekler yumurtalar olgunlaşınca güneş doğmadan hemen önce ve doğarken yumurtalarını suyun yüzeyine bırakırlar.

*Pupadan çıkan ergin sivrisinek 10-12 saat sonra döllenir ve hemen kan emme gereksinimi duyar.

*Sivrisineklerin tüm türlerinde kan emmeden yumurtlama gerçekleşmez. Kana doymadan konaktan ayrılmazlar.

*Sivrisineklerde bazı türler bir kez bazı türler 2-3 kez yumurtladıktan sonra ölürler.

*Ortam hava şartlarına ve kan emmelerine bağlı olarak ömürleri 1-6 ay arasında değişmektedir. Yurdumuzda bu süre 1-2 aydır.

*Sivrisinekler kışı hibernasyon (kış uyuşukluğu ) ile geçirirler.

*Sıcak aylarda emilen kan 1-2  günde sindirilir.

Uçan Haşere Mücadelesi

1. Mekanik Mücadele

*Çalışma alanları temiz ve düzenli tutulmalı .

*Çöp odaları mutfaktan uzak bir yere inşa edilmeli ve düzenli olarak temizlenip ilaçlanmalı.

*Besinle ilgili alanları cam ve kapılarına sinek teli takılmalı , kapılarda otomatik kapanma sistemleri olmalı.

*Çöplerin her zaman üstü kapalı tutulmalı.

*Işıklı tuzaklar kullanılmalı (EFK , IFT , Sinek Tuzakları )

*Sinekler hava akımına karşı uçamadıkları için kapılardan dışarı doğru hava akımı sağlayan bir sistem kurulmalı .

*Organik atıkların mekanik olarak yok edilmesi karasineklerin kesinlikle üremesini önleyecektir.

*Sivrisinekler yumurtalarını durgun sulara bıraktıklarından dolayı su birikintilerinin kontrol altında tutulması üremelerini önler.

2. Kimyasal Mücadele

*Sivrisinek  larva mücadelesinde spesifik insektisitler tercih edilmelidir (ani etkili insektisitler , kimyasal larvasitler, biyolojik larvasitler vs. ).

*Sivrisinekler kuytu, karanlık noktalarda  gündüz dinlenmeye çekildiklerinden dolayı bu alanlara kalıcı insektisit uygulanabilir.

*Kullanılan insektisitlerin uygulama dozuna çok iyi uyulması gerekir.  Yanlış kullanım sineklerde direnç gelişimini artırır.

*Aynı sezon içinde hem larvaya hem erginlere farklı insektisitler uygulanmalıdır.

*Karasinek için organik atıklara insektisit uygulanabilir. Sadece yüzeye atılması dipteki larvaları etkileyebilir.

*Karasinek mücadelesinde belirli alanlara kalıcı uygulamalar yapılabilir.

*Kimyasal mücadele yetki belgeli firmalar tarafından yapılması gereken bir mücadele yöntemidir.

3. Biyolojik Mücadele

*Karasinek kontrolünde kuşlar, örümcekler ,parazit arılar, bakteriler funguslar vb. biyolojik savaşımda kullanılırlar.

*Sivrisineklerin larva dönemindeki düşmanları ;  taş sinekleri , balıklar, su bakireleri  ve ergin dönemlerinde  ki düşmanları ;kuş, kurbağa, kertenkeledir.